YÜREĞİMDEN YÜREĞİNİZE
 
  ***ANA SAYFA***
  ***BAŞÖRTÜSÜ DAVAMIZ***
  ***CİHAT***
  ***ALLAH(C.C.)***
  ***DUALAR***
  ***PEYGAMBERİMİZ(S.A.V)***
  ***GÜZEL YAZILAR***
  *** VİDEOLAR***
  ***OYUNLAR***
  ***KUR'AN-I KERİM DİNLE***
  *** DOSTLUK***
  ***GÜZEL SÖZLER***
  ***VAN***
  ***ŞİİRLER***
  => Ustadlardan
  ***İLGİNNÇÇ***
  ***ANKETLER***
  ***BİLGİ YARIŞMASI***
  ***OKUL DERSLERİ ***
  GÖZ YANILMALARI
  ***ZİYARETÇİ DEFTERİ***
RABİA BAYEZİT
***ŞİİRLER***

 





Çaresiz bir itirafın pençesinde gülüşlerim
Titriyorum...

Ayazındayım şimdi seninle süslediğim hayallerin
Yıkılıyor ortalık...

Bir polis kelepçelerini süzüyor bakarken bana
Kanlı ellerim bir mapusun habercisi şimdi
Artık ne yalan var hayatımda
Nede bir hayatim, içinde yalanlar barındıran
İsyan türküleri pusu kurmuş dilimde
Sensizliği besteliyor serseri sokakları istanbulun
Bir ıslık tutturmuşum umursamaz gibi hiç bir şeyi
Kendime geliyorum seslenişi ile bir sokak çocugunun
Yatacak bir yer gösteriyor bana
Anlamış gibi o da kimsesizliğimi
Anlamış gibi o da sensizliğimi...

Sonra bir ezan duyuyorum Minare'den
Saat sabah 5:30
Mekan topkapıda cıkmaz bir sokak
İçimde surları döven toplar
Bakışlarımda bir hasret belki özleme
Ya da sen en cok neye özlem duyduysan sayki ona...

Takib ediyor saklı bakışlarıyla bir gece bekçisi beni
Belli ki bir şeylerin kaybında olduğumu anlamış o da
Belli ki yüreğimden damlayan bir kaç damla kan da olsa
Görmüş belki de yılların tecrübeli bakışlarıyla

Kaç çocuk düşlerine kurban gitti kim bilir bu sokaklarda
Kaç çocuk aldığı nefesi veremedi bir rüyanın ortasında

Ağlasam ağlar mısın benimle
Ben buyum desem de sever misin beni
Say ki kaybettim beni en kalabalık caddesinde düşüncenin
Say ki aklım yok artık eskisi gibi
Bir tek bakabiliyorum gözlerine anlamak için olup biteni
Anlamamazlıktan geliyorum olup biten herseyi
Say ki
Say ki demedim hiç bir sey...

Seslenişim bana :
Küskünüm git
küskünüm sana...

Kendime bile dinletememisken beni
Söylesene dinler misin sevdiğini
Avuçlarına al desem
Sık sesim kesilene dek
Ama izin ver o iki kelime çıksın ağzımdan
Seni seviyorum diyebilsin dudaklarım
Bu iki kelimeyi duy sadece
Sonra tek nefes almasın düşlerim
Boğulsun enharında bir kayboluşun
Bir tükenişin destanını daha yazsın istanbul
Sözlerim saçmalasın
Mantığım yalpalasın
Kalemim isyan etsin yaprağa damıtılan mürekkebe
Sensizlik ellerimde kelepçelerle bitsin
Yok idi zaten aklım bırak varolan yitsin
Ama tut yinede ellerimi
Avuçların donsun avuçlarımda...
Say ki demedim hiç bi şey
Say ki yokum yalandı dediğim her bi şey...

Saat sabah 5:51
Mekan istanbul topkapıda çıkmaz bir sokak
Bakışlarım surları dövüyor
Farkındayım bir bekçi süzüyor beni saklı bakışlarıyla
Bir sokak çocuğu yer gösteriyor yatmam için
Anlamış gibi o da kimsesizliğimi
Anlamış gibi o da sensizliğimi...

Bir polis..
Bir polis kelepçelerini süzüyor bakarken bana
Kanlı ellerim bir mapusun habercisi şimdi...
Tesbihimi sallıyorum inadına
Bakarken en serseri caddesine istanbulun...

Seslenişim bana :
Küskünüm git
küskünüm sana...

Kendime bile dinletememisken beni
Söylesene dinler misin sevdiğini
Alıp avuçlarının arasına
Sıkar mısın kesilinceye dek nefesim
Sıkar mısın kesilinceye dek sesim...

 alıntı
 

Gülen gözlerim avuçlarımdan akıp gidiyor
Şımarık sözlerim yerine,acılarım kağıda dökülüyor
Öyle ki acılarım yüreğimde
Öyle ki acılarım kalbimde
Öyle ki acılarım beynimde
Tamamen seninle dolu
Üstelik sensiz her hücremde.

Umutlarım
Mutluluklarım,
Toz mavi rüyalarım,
Birer birer beni terkediyor
Yüzümde açan güllerin
Teker teker yaprakları dökülüyor
Bir kışa gebe bu yürek
Hazan rüzgarları bağrıma esiyor

Gülücükler yüzümde yapmacık,asılı duruyor
Baharın güleç yüzü benliğimi terk ediyor
Gözlerimin önünde hayallerim
İmkansızlığı yaşıyor
Dur diyorum bu kez zamana
Bu kez dur akma
Söz dinlemez,laf anlamaz bir kula benziyor
Sanki koşarcasına beni terk ediyor

Ne doğan gün
Ne gökyüzündeki ay
Artık hiç biri bana ışık vermiyor
Anladım var olmamın nedenini
Bu sahnede
Yalnızlık rolü
Bana düşüyor...

Geceye Ne Kaldiki  

Çocuk sabahında kalktı,

Üzüldü,
Her şey Rüyamıydı dedi.........

Ağlamaya başladı......

Hüzün kapladı sol yanını,

Gördüğü düşleri istedi,
Tekrar yaşamak..........

Çocuk,
Rüyalar Uyanınca biter,
Bir tad kalır yürekte,

Belliki sende hüzün kalmış...........



Haydi çocuk söylesene neydi akşam düşünde görünen,


Başında Türbanı,
Bir nur yüzmüydü....

Cennet bahcelerinden gelen,
Kınalı bir gülmüydü,

Özlemin ta kendisi,
Yüreğin diğer yarasımı idi..........

Rahmeti ile kuşatan,
Bağıra sımsıkı bastıranmı idi.........



Söylesene çocuk,
Çepe çevre kuşattımı gelen seni,
Başını göğsüne alıp ninniler söyledimi sana..........


ANNEM DEYİP,
Doyuncaya kadar sarıldınmı Ona...........



Unuturmusun çocuk,
O yüreği unuturmusun.........
Ne fayda,
Unutmaya kalksan,
Atmaya,

Bir sabahında, kalktığında yaşanacak nedirki,




Çocuk sabahında kalktı,

Üzüldü,
Her şey Rüyamıydı dedi.........

Ağlamaya başladı......

Hüzün kapladı sol yanını,

Gördüğü düşleri istedi,
Tekrar yaşamak..........

Çocuk,
Rüyalar Uyanınca biter,
Bir tad kalır yürekte,

Belliki sende hüzün kalmış...........



Dağlanırda yürekler,
Sevdalara hasret çekilir...

Gözyaşları ne fayda,
Ölüm denilen gerçek,
Bulduğunda,
Can tanesimi dinler,
Ciğer paresimi dinler...

Küçüçük bir çocukmuşta annesinide ne çok seviyormuşmu dinler...


Sabret be nazlı yaren,
Geceye ne kaldıki.....

Sabahında hüzün olsada,
GECEYE NE KALDIKİ........





YANLIZLIK ROLÜ



Sensiz parlayan yıldızlarla
Bitmek bilmeyen yalnızlığımla
Sana geldim bu gece anne
Islak gözlerimle
Yağan yağmur tanesiyle
Senin gül tenini
Toprakta koklamaya geldim anne
Sakın üzülme üşüyorum diye
Hiç yağmur tanesi anne yüreğinde üşür mü ?

Sensiz ısıtmayan güneşle
Özlemini yüklediğim yüreğimle
Üşüyen ellerine dokunmaya geldim anne
Toprağında biten dikenleri
Karla örtmeye geldim anne
Sakın üzülme anne
Heybeme beyaz karları yükledim diye
Sakın kederlenme anne
Gözlerimde ayazları görüp üşüyorum diye
Hiç kar tanesi ana yüreğinde üşür mü ?

Sensiz kuruyan güllerimle
Her nefesimde sana ağlayan gözlerimle
Çiceklerin açtığı yüreğine ağlamaya geldim anne
Baharların konakladığı saçlarına
Cennet kokulu avuçlarına
Çicek kokulu nefesimi vermeye geldim anne
Sakın üzülme anne
Ölümün koynunda geziniyorum diye
Hiç annesine kavuşacak evlat ölümde üşür mü anne ?

Alıntı )



DİRENİŞ,ADALET,ÖZGÜRLÜK...

İnancın ve isyanın çocuklarıyız biz

Bir kutlu seherde

Rahman 'a açtığımız avuçlarımızdan

yükselen duamızı

ve yetim bir yüreğin koynunda filizlenen

sevdamızı

kuşanarak göğüsümüze


Ve Hira'da doğan güneşin

ateşiyle tutuşarak yüreklerimiz

yeniden yürüyeceğiz meydanlarına şehrin


Ve bir devrim baharında yeşeren ellerimizle

yırtacağız hoyrat çehresini karanlığın

ve tevhidi kıyamlarla direnerek

yeryüzü ordularına

Çılgın okyanuslar gibi kabaran öfkelerimiz

ve cesur bakışlarımızla devireceğiz

çağın zorbalarını birer birer

Adımız DİRENİŞ 'tir bizim !


Vahyin aydınlığıyla yeniden şenlenecek coğrafyalar

Ve bizimle gülecek kirli yüzlü çocuklar

Adımız  ADALAET 'tir bizim !


Ve yaşadıkça

Senin için çarpacak

Seni haykıracak yüreklerimiz

Çünkü adımız çünkü aradığımız

ve özlediğimiz çağlar boyu

Sensin ey sevgili

Sensin ey ÖZGÜRLÜK !!!



 


Gittin...
Ben, arkandan sadece baktım.
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.
Konuşamadım...


Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...


Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...


Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.


Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...


Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...


Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyorduki.
Duyamadım...


Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de farketmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...


Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...


Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...



 YOKSUN

Bilmiyorum hangisi,bu yolların hangisi.
Tüm dengelerin kaybolduğu bu yerde,
Ne ileri gidebiliyorum ne geri.
Şimdi ne bir saat öncesi kalıyor yerinde,
ne bi saat sonrası belli.
Kim anlar beni,kim bilir!..
Görünen uçurum değilmi?.
Yetiş bana...
Düşmeden önce yakala elimi.
Çığlığım uzaklaşmadan senden,tut beni.
YOKSUN.......
İçimi acıtıyorsun.
Yokluğun bütün yokluklarıda
geri getiriyor zamanın gerisinden,çoğalıyorsun.
Bir kabus gibi geceme çöküyorsun.
Acın...
Şimdiye kadarki bütün acılarıda
uyandırıp yeniden,
önüne katıp gelirken,
Büyüyor.
sana söylemiştim!.
Ufak bi kıvılcım yeter,
yangınları başlatmaya içimin ormanlarında.
Sen biliyordun,beyazlar ne çabuk siyaha dönüşür
Benim duvarlarımda.
Biliyordun ne kadar korkarım böyle gecelerde.
Dayanamam kendimle yüzleşmelere...
YOKSUN...içimi acıtıyorsun

 


Kısa Şiirlerim veya Şiirlere Dokunuşlarım
....................................................
Düşlerimin gerçekliği veya sanrılığı
Var olduğunu hissettiğim vakitlerimsin
Geceyi beklemem belki bundandır
Ama sensiz geçen dakikalar müstesna

Ben geceyi bile seni rüyalarımda
Görmek için beklerim yâr...
Issız şehirlerimin aydınlığınla
Karanlığını yok etmeni umarım...

Adını koyamadığım...

Adını koyamadığım sıkıntıyla kavruluyor yüreğim!
Kulaklarımda garip bir uğultu, sessizliğimin sesi yankı yapıyor içimde..
Gözlerime alevden bir perde inmiş sanki, her yer kıpkızıl, her yer tarumar...
Yüksekten düşüyormuş gibi tedirgin, korku dolu,
çatladı çatlayacak yüreğim,bu deli sancıdan...

Acılar kat kat perçinlenmiş içimde.. göğüs germek zor artık...
düşüyorum, dalından düşen bir yaprak gibi.. solgun... çaresiz...
Rüzgar; çok uzaklara sürmüş yıldızları, geceler her zamankinden daha karanlık..

gündüzü arıyor gözlerim..“ah!” nerede o aydınlık gündüzlerim...
Nerede gecelerimi süsleyen-aydınlatan Nurum! ...
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak biliyorum... ne ağzımın tadı, ne çayımın şekeri...

Eskiden yapmaktan haz aldığım şeyi, bugün yapmak gelmiyor içimden...
Eskiden görmek istediklerimden, bugün kaçar oldum, bilmem kaç arşın ötelere...!

Eskiden... Eskiden... Yenilenen hiçbir şey yok mu şu hayatta?
Eskisinin yerini dolduracak.. Eskisinin yenisini doğuracak...
Yokluğunu hissettiğim herşey de, demirler eriyor içimdeki ateşte!...
Kahrımdan karlar eriyor...Yalnızlığımda boğuluyorum çırpına çırpına...
Hiçkimse kendisi değil.. Renkler uçuk, solgun inadına...
Beni kurtaracak bir el arama çabasında değilim..
Boğuluşumun inadına sakinim.. durgunum...
Önü tıkanmış bir nehir gibi, kendi içimde birikiyorum...
Ne vakit taşarsa sabrımın bendi, o vakit taşıp yağacağım bir sel gibi..
yıkacağım önümdeki bu çıkmazları.. Kurtulacağım içimdeki bu çıkmaz sokaklardan..

Sonra; Kurtuluşumun şerefine duvarlara adını kazıyacağım.
“SEVGİ; yaratılışımızın sırrı, VARoluşun sebebidir” sözünü hatırlayıp,
haykıracağım Seni Seviyoruum! diye...
Ama; şunu da biliyorum ki, SeN’in yardımın olmazsa,
benim kurtuluşum koca bir “hayal” olarak kalacak,
yüreğimin ortasında kanayan bir yara gibi...
“SeN” olmazsan benimle, “Ol!” demezsen, ve “kurtuldun!” demeden,
ben kurtulamam ben_liğimden...!

“Sonu SeN ile bitmiyorsa, ne anlamı kalır ki cümlelerin!...”

Acıyı hayata örtü yapana şükürler olsun

alıntı
 
Merhaba dost yalnızlığım;
Hoşgeldin, sefalar getirdin gönül evime.
Buyur geç her zamanki yerine, sana yüreğimin sıcaklığını almış
bir fincan kahve ikram edeyim. İçine şeker yerine dostluğumu,
süt yerine sohbetimi koyayım .



Neler gördük seninle, neler yaşadık yalnızlığım!
İhanet hırkasını sırtına geçirmiş ne "dost" yüzleri tanıdık.
Bilmedik, bilemedik yalnızlığım, bunu bize öğretmediler.
Duygu simsarlarının elinde, saf duygularımızın,
korkulara satıldığına şahit olmadık mı?
Yüreğimizden her vuruluşumuzda, her kanayışımızda,
insana duyduğumuz sevgiye sarılmadık mı?
Dönüp dönüpte yaramızı kendimiz sarmadık mı?
İnsanların ikinci yüzlerini sonradan öğrenedik mi, acıyla, hüzünle..



Ahh yalnızlığım!
Bilmedik bilemedik bize bunu öğretmediler.
Yüzümüze vuran yalancı bir güneşe açmadık mı
gönlümüzün tüm çiçeklerini.
Oysa bilemedik yalnızlığım, her yalancı baharın ardından,
zemheri bir ayazın geleceğini. Kaç kere vurulduk,
kaç kere ayaza vurduk, üşüdük, titredik, ne boralara ne fırtınalara
verdik yüreğimizi. Kanadık, incindik bin acı sözle,.



Bilmedik, bilemedik..
Bunları bize öğretmediler yalnızlığım
Bunca şeye rağmen gönlümüzdeki filizleri hep canlı tuttuk,
saldık köklerini filizlerimizin toprak anaya,.
belki şu an zayıf ve cılız ama direniyor.
Biliyorum bir gün o da güçlenecek.. Tıpkı yüreğimizdeki küçük,
masum kız gibi, gözleri ufukta, hep ileriye ve umuda yürüyecek
sen olmasanda,korksanda
_________________
ANA MENÜ  
 
 

 
GÜNÜN HABERLERİ  
  YURT HABERLERİ VAN'DAN HABERLER  
islami ansiklopedi  
 
Hergüne Bir Manzara Resmi
 
Bugün 11679 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol